Latest Release

7 Åžubat 2019 PerÅŸembe


e-Devlet

e-Devlet Nedir? 

e-Devlet, vatandaşlara devlet tarafından verilen hizmetlerin elektronik ortamda sunulması demektir. Bu sayede, devlet hizmetlerinin vatandaşa en kolay ve en etkin yoldan, kaliteli, hızlı, kesintisiz ve güvenli bir şekilde ulaştırılması hedeflenmektedir. Bürokratik ve klasik devlet kavramının yerini almaya başlayan e-devlet anlayışı ile, her kurumun ve her bireyin bilgi ve iletişim teknolojileri ile devlet kurumlarına ve kurumlarca sunulan hizmetlere kolayca erişmesi hedeflenmektedir.

e-Devlet Kapısı Nedir? 

e-Devlet Kapısı, kamu hizmetlerine tek bir noktadan eriÅŸim imkanı saÄŸlayan bir internet sitesidir. Kapı’nın amacı kamu hizmetlerini vatandaÅŸlara, iÅŸletmelere, kamu kurumlarına bilgi ve iletiÅŸim teknolojileriyle etkin ve verimli bir ÅŸekilde sunmaktır.


e-Devlet Kapısı Nasıl Kullanılır? 

Kişisel bilgilere erişim veya güvenlik gerektiren entegre elektronik hizmetlere erişim için şifre, e-imza veya mobil imza gibi kimlik doğrulama araçlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Tek bir kimlik doğrulaması (şifre, e-imza, mobil imza vb.) ile pek çok entegre elektronik hizmetlere aynı adresten alabilirsiniz.
Ayrıca, e-Devlet Kapısı üzerinden alınacak bazı elektronik hizmetler için (vergi, harç vs. gibi) ödeme yapılması gerektiğinde ödeme birimi hizmeti sayesinde bu ödeme işlemleri de güvenli bir ortamda e-Devlet Kapısı üzerinden yapılabilmektedir.

Entegre Elektronik Hizmet Nedir? 

Entegre elektronik hizmet, kamu kurumlarının verdiği elektronik hizmetlerden e-Devlet Kapısında entegre edilmiş ve tek bir kimlik doğrulamasıyla (şifre, elektronik imza, mobil imza) erişilebilen hizmetlerdir.

Kimlik DoÄŸrulama Nedir? 

Hizmetlerden faydalanmak isteyen kişilerin, öne sürdükleri kişi olduklarının doğrulanmasıdır. Kimlik doğrulama için farklı araçlar kullanılabilir: Kullanıcı adı ve parola, e-posta ve parola vb. e-Devlet Kapısı, kimlik doğrulama için Kimlik numarası ve şifre, e-imza, mobil imza, T.C. Kimlik Kartı kullanır.


e-Devlet Kapısından Ne Tür Hizmetler Verilmektedir? 

e-Devlet Kapısı üzerinden vatandaşlara verilen hizmetler genel olarak şöyle gruplandırılabilir:
  • Bilgilendirme hizmetleri
  • Entegre elektronik hizmetler 
  • Ödeme iÅŸlemleri 
  • Kurum ve kuruluÅŸlara kısa yollar 
Bunun yanı sıra kamu kurumları arasında bilgi ve belgelerin paylaşımı e-Devlet Kapısı tarafından sunulan hizmetler ile sağlanmaktadır.

e-Devlet Kapısının GetirdiÄŸi Kolaylıklar Nelerdir? 

e-Devlet Kapısı; elektronik ortamdan sunulan kamu hizmetlerine tek bir adres (www.turkiye.gov.tr) üzerinden erişim imkanı sunmaktadır. Bizzat kamu kurum ve kuruluşlarınca sağlanan kamu hizmetleri ile ilgili doğru ve güncel bilgilere ulaşma imkanı sağlamaktadır.
Kamu kurumları arasında bilgi ve belgelerin paylaşımı e-Devlet Kapısı tarafından sunulan hizmetler ile de sağlanabilmektedir. e-Devlet Kapısında tek bir kimlik doğrulaması sayesinde birçok hizmete ikinci bir kimlik doğrulamasına gerek duyulmadan erişilebilmektedir.
e-Devlet Kapısı üzerinden alınacak bazı elektronik hizmetler için(vergi, harç vb.) ödeme yapılması gerektiğinde ödeme birimi hizmeti sayesinde bu işlem Kapı üzerinden kolayca yapılabilmektedir. e-Devlet Kapısının amacı, tek bir adres üzerinden ve şifre, elektronik imza, mobil imza gibi kimlik doğrulama sistemleri ile güvenli bir şekilde kamu hizmetlerinin vatandaşlarımıza sunulmasıdır. e-Devlet Kapısı üzerinden sunulan elektronik hizmetlerde vatandaşlarımızca özel şifre, elektronik imza ve mobil elektronik imza gibi kimlik doğrulama araçları kullanıldığından, kişisel bilgiler e-Devlet Kapısı üzerinden sadece ilgili vatandaşlarımıza sunulmaktadır.
e-Devlet Kapısının en büyük faydası şifre ya da varsa e-imza ve mobil imza gibi kimlik doğrulama araçları kullanılarak elektronik hizmetlere erişim sağlanmasıdır. Bu yönüyle e-Devlet Kapısı sağlamış olduğu altyapıyla birçok başka ülke tarafından da örnek alınmaktadır.


e-Devlet Kapısından Engelli Kullanıcılar Yararlanabilecek mi? 

e-Devlet Kapısı, engellilerin de kolayca kullanabilmesini sağlayacak tasarım özelliklerine sahiptir. Kapı tasarımında ve geliştirilen elektronik hizmetlerde engellilerin de hizmetlere kolaylıkla erişimi göz önünde bulundurulmaktadır. Kullanılabilirlik ve erişilebilirlik standartlarına uyum için gerekli çalışmalar yapılmaktadır.

21 Haziran 2018 PerÅŸembe

gençler et yiyin :D
Böye seslendi Emine ErdoÄŸan dava arkadaÅŸlarına. "Yol arkadaÅŸlarım" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Numan KurtulmuÅŸ'un "Vefa BuluÅŸması" davetine koÅŸup gelmiÅŸlerdi hanımlar. Bu çok deÄŸerli ve binbir çileyle örülmüş tecrübeler birikimiydi aynı zamanda... Mütedeyyin kesimde, hanımlar cephesinden kamusal alana ilk çıkışlar, ilk vakıflar, ilk dernekler'den bugüne gelen 'kadınlık dünyası' ne alemdeydi...   

Åžule Yüksel'in edebiyatı ve gazeteciliÄŸi, AyÅŸe Hümeyra Ökten'in hekimliÄŸi, Aynur MısıroÄŸlu'nun hukukçuluÄŸu, Sebahat Çamlı'nın herkese açık sofrası, Nermin Erbakan'ın nezehati, Fevziye NuroÄŸlu'nun eÄŸitimde açtığı kutlu yol, ufuk açan birer yıldız haritası gibi gözlerimizin önünden geçti Emine ErdoÄŸan Hanımefendi konuÅŸurken... Geçen yıl Ramazan ayında vefat eden Fevziye NuroÄŸlu ablamızdan rahmetle söz ederken "mücahidedir"dediÄŸinde çoÄŸumuz göz yaÅŸlarımızı tutamadık. Benim kalbimden bir ÅŸey koptu. 
"Ancak çileye talip olanların baÅŸ edebileceÄŸi asil bir hukuk mücadelesiydi" Prof. KurtulmuÅŸ'a göre salondaki kadınların hayat hikayesi. Salonda 80 cunta darbesinden itibaren 28 Åžubat ve 15 Temmuz'a kadar her türlü dayatmaya dirençle, baÅŸ eÄŸmeden, ÅŸerefle karşı çıkmış kadınlar gördüğünü söyledi Bakan Bey... Binbir emekle kazandığımız hakları bir çırpıda silemezdik. 
AK Parti'nin yaslandığı siyasi gelenek hakkında da açık 
evde yaptıklarımı paylastımaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaabbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbb
assssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaauuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu
Blogger (blogspot) bloglarında menü nasıl oluşturulur? Blogger'da kategorilere göre menü oluşturma. Blogger'da menü oluşturma ve kategorilere göre yazıları (yayınları) ayırma...



Wordpress veya farklı platformlarda yazıları belirli kategorilere ayırarak sayfa içinde listelemek mümkün. Yalnız Blogger'da bu işlemi farklı bir şekilde yapabiliyoruz. Yayınlara etiket ekleyerek onları kategorileştiriyor ve ardından etiketlerin linklerini menüye ekleyerek işlemi bitiriyoruz.

Blogger'da yayınlara nasıl etiket eklenir?


Yayınlara etiket eklemek oldukça basittir. İçerikleri hazırladığımız sayfada sağ tarafta yer alan "Yayın ayarları" kısmında yer alan "Etiketler" kısmında dilediğiniz etiketi ekleyebilirsiniz.

Blogger'da menü nasıl oluşturulur?


Blogger'da menü oluşturmak için hazır olarak kullanıma sunulmuş "Sayfalar" eklentisinden faydalanacağız. Bu eklentiye dilediğimiz sayfanın ya da etiketin linkini ekleyerek blogumuzu daha kullanışlı bir hale getirebiliriz. Sayfalar eklentisini eklemek için;

1. Ä°lk olarak Blogger kullanıcı panelinde sol tarafta yer alan "YerleÅŸim" sayfasına ulaşın.

2. Ardından dilediÄŸiniz alanda menü eklemek için "Gadget ekle" tıklayın ve "Sayfalar" eklentisini seçin.

3. Sayfalar eklentisini seçtikten sonra menüde görünmesini istediÄŸiniz sayfaları seçin ve "+Harici baÄŸlantı ekle" seçeneÄŸi ile de istediÄŸiniz etiketin linkini ekleyin.

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin V. dönem 2. yasama yılını açış konuÅŸmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceÄŸi ile ilgili dileklerini ÅŸu sözlerle dile getirmiÅŸti:  



         BaÅŸlarında deÄŸerli EÄŸitim Bakanımız bulunan, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddî ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuÅŸ  derinliklerini, dünya kültüründe baÅŸlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun deÄŸil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını saÄŸlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim. Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beÅŸ bin beÅŸ yüz yıllık maddî Türk tarih belgeleri, dünya kültür tarihinin yeni baÅŸtan incelenmesini ve derinleÅŸtirilmesini gerektirecektir. Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum. Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim. Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim.
Türk Dil Kurumunun yapısıyla ilgili ilk önemli deÄŸiÅŸiklik 1951 yılındaki olaÄŸanüstü kurultayda yapılmıştır. Atatürk'ün saÄŸlığında Millî EÄŸitim Bakanının Kurum baÅŸkanı olmasını saÄŸlayan tüzük maddesi 1951'de deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ; böylece Kurumun devletle baÄŸlantısı koparılmıştır. Söz konusu Kurultay’da yapılan tüzük deÄŸiÅŸikliÄŸi ile CumhurbaÅŸkanlarının Kurumu koruyuculuk özellikleri, Millî EÄŸitim Bakanlarının doÄŸal Kurum baÅŸkanlıkları hükümleri kaldırılmış, Yönetim Kurulunun kendi içinde baÅŸkan seçmesi kuralı getirilmiÅŸtir. Böylece Kurumun 1951 yılına kadar süren devlet himayesindeki dernek statüsüne son verilmiÅŸtir. Bu tarihten sonra bir dernek yapısındaki TDK’nin BaÅŸkanı, hemen her meslekten kiÅŸilerin bulunduÄŸu üyeler tarafından seçilen Yönetim Kurulu içerisinden seçilecektir. Bu hüküm, izleyen kurultaylarda kabul edilen tüzüklerde yer almıştır.
 Ä°lk büyük yapı deÄŸiÅŸikliÄŸinin yaÅŸandığı 1951 yılındaki OlaÄŸanüstü Türk Dil Kurultayı’nda Kurumun amaç maddesi de deÄŸiÅŸtirilerek “dil araÅŸtırmalarının devrimci bir anlayışla ve bilim metotlarına uygun olarak yapılmaya çalışılacağı” belirtilmiÅŸtir. Atatürk dönemi “nizamname”lerinde ve tüzüğünde yer alan amaç maddesinin Atatürk’ten sonra deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ bu biçimine 1954, 1956, 1964, 1973, 1979 yıllarındaki kurultaylarda kabul edilen tüzüklerde aynen yer verilmiÅŸtir.
        Ä°kinci önemli yapı deÄŸiÅŸikliÄŸi 1982 Anayasası ile gerçekleÅŸmiÅŸtir. Atatürk'ün 1936 yılı meclis açış konuÅŸmasında dile getirdiÄŸi “Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim” ÅŸeklindeki isteÄŸi dikkate alınarak her iki kurum da bu deÄŸiÅŸiklik ile akademik bir yapıya kavuÅŸturulmuÅŸtur. 1982'de kabul edilen ve ÅŸu anda da yürürlükte olan Anayasa ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir Anayasa kuruluÅŸu olan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınmış; böylece devletle olan baÄŸlar yeniden ve daha güçlü olarak kurulmuÅŸtur.  


Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuÅŸtur. Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rif'at, RuÅŸen EÅŸref, Celâl Sâhir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk baÅŸkanı Sâmih Rif'at'tır. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliÄŸini ve zenginliÄŸini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında deÄŸerine yaraşır yüksekliÄŸe eriÅŸtirmek" olarak tespit edilmiÅŸtir. Kurulan cemiyet bu amacını Türk dilini tetkik ve elde edilen neticeleri neÅŸir ve tamim ederekgerçekleÅŸtirecektir. Bu amaca ulaÅŸmak için de ÅŸu yol takip edilecektir: 1. Toplanıp ilmî müzakerelerde bulunmak; 2. Türk dilini kendi meÅŸelerine, tekâmülüne ve ihtiyaçlarına göre tespit ve tedvin etmek; 3. Türk dilini tetkike yarayacak vesaik ve malzemeyi elde etmek, eski kitaplardan ve memleketin her mıntıkasındaki halk dilinden derlemeler yapmak ve yaptırmak; 4. Cemiyet mesaisinin semerelerini her türlü yollarda neÅŸre çalışmak.
Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil siyaseti belirlenmiş, hem de ilmî bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir. Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları ayrılmış, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat ana çatı değiştirilmemiştir. 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur.
        



Türk Dil Kurumu başlangıçtan beri çalışmalarını iki ana eksen üzerinde yürütmüştür:
         1. Türk dili üzerinde araÅŸtırmalar yapmak, yaptırmak;
         2. Türk dilinin güncel sorunlarıyla ilgilenerek çözüm yolları bulmak.
         Atatürk'ün kendisi de Türk dili üzerindeki yerli ve yabancı araÅŸtırmaları bizzat inceleyerek, dönemindeki bilginleri Türk dili üzerinde araÅŸtırmalar yapmaya yönlendirmiÅŸtir. Nitekim Türk dilinin en eski anıtları olan Göktürk (Runik) yazılı metinlerin ilk iki cildi onun saÄŸlığında yayımlanmış; 1940'larda yayın hayatına çıkabilen Dîvânu Lügâti't-Turk, Kutadgu Bilig gibi eserler üzerinde de yine onun saÄŸlığında çalışılmaya baÅŸlanmıştır. Daha sonra birçok cilt hâlinde ortaya çıkacak olan Tarama ve Derleme Sözlüğü'yle ilgili çalışmalar da Atatürk'ün saÄŸlığında baÅŸlamıştır. Tarama Sözlüğü, 13. yüzyılda baÅŸlayan Batı Türkçesinin eski eserlerinin taranmasıyla; Derleme Sözlüğü, Anadolu ağızlarında kullanılan kelimelerin derlenmesiyle oluÅŸturulmuÅŸ büyük sözlüklerdir. ÇaÄŸdaÅŸ Türkçenin grameri, sözlüğü, imlâsı ve terimleriyle ilgili çalışmalar da Atatürk tarafından ilgiyle izlenmiÅŸtir.
         Türk Dil Kurumunun kuruluÅŸuyla birlikte çaÄŸdaÅŸ Türkçede çok hızlı bir arılaÅŸtırma akımı da baÅŸlamıştır. Bizzat Atatürk'ün öncülük ettiÄŸi, Türk dilinin yabancı kökenli sözlerden temizlenmesi akımı 1935 güzüne kadar sürmüş; halkın diline girip yerleÅŸmiÅŸ kelimelerin dilden atılması iÅŸleminden bu tarihte vazgeçilmiÅŸtir. Atatürk'ün ölümünden sonra da öz Türkçe akımı Türk aydınları arasında sürekli tartışılan bir konu olmuÅŸtur.
  1936 Kurultayı’nda kabul edilen tüzük deÄŸiÅŸikliÄŸi ile tüzüğün birinci maddesi ad deÄŸiÅŸikliÄŸini bildirmekle birlikte TDK’nin Atatürk’ün öncülüğünde kurulduÄŸu ÅŸu sözlerle ifade edilmiÅŸtir: Ulu önder Atatürk’ün kutlu eliyle ve onun yüce Kurucu ve Koruyucu Genel BaÅŸkanlığı altında 12 Temmuz 1932’de kurulmuÅŸ olan “Türk Dili Tetkik Cemiyeti”, “Türk Dil Kurumu” adını almıştır.
Atatürk, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile mal varlığını Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bırakmıştır. Bu iki kurumun bütçesi bugün de Atatürk'ün mirasından karşılanmaktadır.
Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin V. dönem 2. yasama yılını açış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti: